Tekrar Şehir Tiyatroları’na dönelim mi? Dönelim.. Ama biraz daha genel bakarak. Ne deniliyor, “Şehir Tiyatroları Yönetmelik değişiklilği” için? “Tiyatroyu, sanatçıların seçtiği kişiler yönetmeli!” Çok güzel bir itiraz. Gerçekten de, herhangi bir kurumun yönetimi, öncelikle o kurumun içinden gelen kişilerin seçimi ile oluşmalı.. Nasıl ki, Türkiye’nin yönetimi için, gidip Amerikalıların atama yapmasını veya seçim yapmasını beklemiyorsak.. Böyle bir şey yapılırsa, “Hoop dedik. Biz neciyiz burada?” diyorsak.. Şehir Tiyatroları yönetimini de, tiyatro içindeki fertler belirlesin.. Çok mantıklı bir talep bu.. İyi de.. Bugün bu talebi ifade eden Orhan Alkaya’lardan, Tarık Akan’lara kadar.. Hemen hepsi, dün aynı yöndeki HSYK değişikliği talebinde ne tavır almışlardı? Biz demiştik ki, “Hakim ve savcıları, hakim ve savcıların seçtikleri HSYK yönetsin.. Bir avuç Yargıtay üyesinin, Danıştay üyesinin seçimi ile oluşan HSYK, demokratik değildir. 11 bin hakim ve savcının söz sahibi olmadığı HSYK, antidemokratiktir. Değişmelidir.” Ne demişti, bugün tiyatroyu avuçlarını içinde tutmak isteyen, sosyalist kafalar? “Referandumda hayır oyu vereceğiz. Biz değişiklik istemiyoruz. Hakim ve savcıların oy kullanarak HSYK yönetimini belirlemesini istemiyoruz. Çağdaş kazanımlardan geri adım atılmasına izin vermeyiz!” Atama ile yönetici belirlemenin neresi demokratik ise? Evet, böyle diyorlardı ve 2010 12 Eylül referandumunda “hayır oyu” vereceklerini ilan ediyorlardı.. Şimdi ise, tiyatroda “demokrasi” istiyorlar!.. Hemen itiraz edecekler.. “Biz yanlış yapmış olabiliriz. Ama şimdi, özgür tiyatro istiyoruz. Şimdi de siz mi yanlış yapacaksınız? HSYK’da istediğiniz seçimi, tiyatroda istemeyecek misiniz?” Hayır, “özgür seçim”e karşı çıkmamız söz konusu bile değil. Ama şunu hatırlatırım tiyatroculara.. Sahnede oynuyorsunuz.. “Gerçek hayat”ta oynamayın! Tiyatroda imişsiniz gibi, bize rol kesmeyin.. Dürüst olun.. Doğru konuşun.. Ne gibi? İstifacı Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu’nun palavraları gibi.. Ne diyor Şamlıoğlu? Şöyle diyor: “Dünyada böyle bir yönetmelik bulmanız mümkün değil.” Sanki gerçekten bakmış da.. Bakmış da, gerçekten böyle bir yönetmelik bulamamış.. Eğer bulamadıysan, hemen sana göndereyim, Ayşenil abla.. Tabii yüksek ücretli dizilerden fırsat bulup da, Genel Sanat Yönetmeni olduğun Şehir Tiyatroları için, böyle bir vakit ayırmayı tercih edersen.. Hemen söyleyeyim.. Tercümeye falan da ihtiyaç yok.. Türkiye’den vereceğim örneği. Aydın Belediyesi Şehir Tiyatroları Yönetmeliği.. Bir tane daha var.. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Tiyatro Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.. Alın size, iki tane birden, CHP’li belediyeden, aynı konuda iki yönetmelik. Bakın bakalım, İstanbul için itiraz ettiğiniz maddelerin benzerleri, o iki yönetmelikte de var mı, yok mu? “Onlar CHP’li.. CHP’lilere itiraz edemeyiz” mi diyorsunuz? “Bunu, tartışmanın başında söyleyin de, bizi de yormayın” derim.. Dahası var.. Ayşenil abla, “Artık Şehir Tiyatroları bitmiştir” diyor… Tarih olmuş, Şehir Tiyatroları.. Ah ah.. Bunları dinleyenler zannederler ki, her büyük ilimizde, mutlaka şehir tiyatrosu var. Kaçınılmaz bir zorunluluktur, şehir tiyatrolarının varlığı. Öyle mi acaba? Buyrun, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki uygulamasına bakalım. Var m, İzmir’de böyle bir tiyatro? Yok. Orda zaten tarih olmuş, şehir tiyatroları.. Efendim? Ne dediniz? İstanbul’dakinin, tarihi kökü sebebi ile mi önemi var? Hazır istifa etmiş iken.. İzmir’e transfer olun.. İzmir’de, CHP’li Belediye Başkanı öncülüğünde, hayata geçirin Şehir Tiyatroları’nı.. Ama acele edin. İki sene sonra seçim var. İzmir de, CHP’nin elinden çıkabilir..
Yayınlanma Tarihi: 30 Nisan 2012
Kategori: Genel
Görüntüleme: 247 Defa
Etiketler: tiyatro izmir olsun izmirliler